“Ülkemiz ve toplumumuzun başarısı ‘İyi Bir Eğitim ve İyi Bir Yönetimden’ geçmektedir”

Ülkemiz ve toplumumuzun başarısı ‘İyi Bir Eğitim ve İyi Bir Yönetimden’ geçmektedir”

İyi yönetilmeye çok ihtiyacımız var.

İyi yönetildiğimizi de sanırım kimse iddia edemez.

Sistemim olmadığı hiçbir yerde başarı maalesef kalıcı olmuyor. Bence Eğitim yönetimimiz Sistemsizliğin en önemli göstergesi. Bu konuşmalara konferans ve eğitimlerimde yer verirken arkadaşlarıma çarpıcı bir soru soruyorum. “Cumhuriyet dönemimizde kaç Milli Eğitim Bakanımız oldu” diye. 4 ilk meclis olmak üzere şu anda 79. Milli Eğitim Bakanımız görevde. İyi eğitim verilemeyen bir sitemden nasıl başarılı yöneticilerimiz çıkacak ve hizmet edecek.

Dünyada olduğu gibi işletmelerimiz için çeşitli standartlar yayınlanmakta. Otomotiv, Enerji, Bilgi Sistemleri, Çevre, İSG, Kalite gibi standartlar kurulumu ve denetimi işletmeler kadar tedarikçiler içinde bir zorunluluk oldu.

Yönetim sitemlerini zorunluluktan çıkarıp Çalışanlarına, Müşterilerine, Paydaşlarına katkı sağlamak maksadı için yürüten firmaların, kurumların başarılarını yıllarca gıpta ile izliyorum. Bu sistemleri “mış, miş” gibi yürüten; bir müşteri zorunluluğu, ihalelere girmek için bir araç, bahçesinde bayrağını fors olsun diye dalgalandıran firmaları da üzüntü ile izlemekteyim.

1995 yılında Erdemir’de KYS çalışmalarına başlandığında benim içinde dönüm noktası olacağı hiç aklıma gelmemişti. Bu görüşlerim yaşadıklarım ve görüşlerim kadar başta Bursa TSO ve KalDer İşbirliklerinden elde ettikleri çıkarımlara bakmaya çalışıyorum. Fırsat buldukça Kalite, İSG vb. Kongrelerine katılmaya çalışıyorum. 2018 yılında KalDer ve Uluslararası İSG Kongresine tebliğlerimle de katılmak nasip oldu.

TTK ve Erdemir Türkiye’ye yıllarca yönetimsel olarak liderlik ettiler. Birçok yöneticimiz halen önemli kurumlarda görevlerini başarı ile yerine getirmekteler. Bölgemiz birkaç kuruluş hariç bu beyin göçüne engel olamadı. Maalesef TSO gibi sivil toplum örgütlerinde bu arkadaşlarımızın görüşlerinden, fikirlerinden faydalanılamadı. Öyle bir ışıkta yok gibi.

Bölgemizde yetişmiş yönetici ve sanayicimizin tecrübe ve birikimlerini bölgemize yansıtabilmek için bir araya getirilebilmesi için Zonguldak Dernekleri Federasyonu (ZONDEF) ve Karaelmas Platformu yoğun bir çaba içerisinde. Tüm ZONDEF ve Bağlı dernek yöneticilerimizi başta Başkanımız ile Metin Kara ve Mehmet Gökay kardeşlerimi kutluyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun. Umarım bu değerli çabaları detaylı olarak ileride paylaşma fırsatım olur.

2018 yılında geçtiğimiz yıllardan daha zorlu siyasi, yöresel, bölgesel, küresel, ekonomik bir süreçten geçmeye çalışıyoruz. Ulusal ve yerel bazda bununla ilgili siyasiler ve özel sektör temsilcileri görüşlerini belirten açıklamaları yapmaya çalışıyorlar.

Yazımın asıl konusuna gelirsek. 2018 Nisan ayında TSO seçimleri yaşadık. Şimdiki krizin ayak seslerinin hissedildiği bir zamana denk geldi.

Bende Ereğli TSO hizmet gurubu üyesi olarak tecrübelerim ışığında proje bazlı destek olmaya çalıştım. Son gün listeye ismimin ilave edilmesi de sürpriz oldu.

Birlikte olduğum guruba 23.02.2018 tarihinde “Ülkemiz ve toplumumuzun başarısı ‘İyi Bir Eğitim ve İyi Bir Yönetimden’ geçmektedir” konulu bir paylaşımda bulundum. Üzerinde detaylı olarak çalışamasak da bir bölümü proje kapsamında yer aldı.

Yazımda özetle şu görüşlere yer verdim;

Çalışma yaşamımızın başarısı için başta İş Adamları, Yöneticiler, Eğitim kurumları, Öğrenciler, Ailelerin birlikteliğine ihtiyacımızın olduğunu sıralayabilirim. TSO, bütün bu grupları içine alabilecek en önemli sivil toplum örgütlerinin başında geldiğine dün olduğu gibi bugünde daha çok önemsiyorum.

Ülkemize yıllarca büyük ölçekte katma değer sağlayan önemli bir sanayi bölgesi olduğumuz söylense de gün geçtikçe bunun gerisine düştüğümüzü, olumsuz gidişin ileride daha da artacağı İstatiksel ve ekonomik verilerle gözlemlenmektedir.

Bu olumsuz gidişin ilgili kurum ve kuruluşlar kadar TSO ekibinin çabaları ile olumluya dönüşmesini çok arzu ediyorum.

Mesleki tecrübelerim, İşletmelerde Kalite Yönetim Sistemlerinin kurulması, İSG, Çevre, Mesleki Eğitimler başta olmak üzere Danışmanlık ve Denetçilik olduğundan kendi alanımla ilgili çalışmaları içermektedir. Bundan yola çıkarak

§ İnsana, Topluma ve Doğaya Saygılı,

§ Güvenilir,

§ Yeniliğe ve Sürekli İyileştirmeye açık

§ Gönüllülüğü esas alan

Bir TSO’ya ihtiyacımız var.

Bu bağlamda bir TSO üyesi olarak âcizane görüş ve önerilerimi önder bir kurum olması adına “Yönetim ve Eğitim Projesi” adı ile arkadaşlarımla aşağıdaki başlıklarla paylaştım.

§ Ereğli TSO olarak 5-10-15 yıllık stratejik hedeflerin belirlenmesi için profesyonel bir çalıştay gerçekleştirilmesi

§ Bu çalışmaları organize ve takip edecek “Bilimsel Danışma Kurulu” ve “Bilimsel Değerlendirme Kurulunun” oluşturulması

§ Eğitim Merkezi ve Yatırımları oluşturmak (Üniversite ve diğer eğitim kurumları ile iş birlikleri ve destekler)

§ Web Sayfasında Bilgi bankası oluşturmak (Yayınlar, Raporlar, İşbirlikleri, Sık sorulan sorular vb.)

§ Proje ekipleri oluşturulması ve Web Sayfasından yayınlanması

§ Bölgemiz ve Ulusal alanda İş Yaşamına katkı sağlayan iyi uygulamaların incelenmesi, bilgi edinilmesi ve teşviki için her yıl “Kalite Kongresi” düzenlenmesi.

§ İş yaşamından değerler katanlarla aylık buluşmalar ve paneller gerçekleştirilmesi.

Kaliteli yönetim sistem uygulamalarının işletmelerimizde daha etki yürütülebilmesi amacı ile

§ İSG, Çevre ve Kalite Yönetim Sistemleri Uzmanlık Grubu oluşturmak

Bu çalışmalarla ilgili Aylık Bülten Hazırlanması (Aşağıdaki konu başlıklarından oluşabilir)

§ İşletmelere yapılacak olan teknik geziler

§ İş dünyasından paylaşımlar

§ Sağlık Grubu

§ Eğitimde Kalite Gurubu

§ Çevre Kalite Grubu

§ İSG Kalite Grubu

§ Kalite Yönetim Sistemleri Grubu

§ Üyelerimizden haberler

§ Çalışanlardan paylaşımlar…

Gibi maddelerle özetlemiştim.

Bu kadar sorunumuz varken niçin Yönetim Sistemleri diyebilirsiniz. Bu çok derin bir soru. Cevabı da bir o kadar karmaşık.

TSO Seçimlerinin üzerinden 6 ay geçti. Maalesef her anlamda işlerimiz iyiye gitmiyor. Nerede ise günümüzü şükredip, dünümüzü arar hale geldik.

İki gurup halinde girilen seçimden sonra hala bir birlikteliğin oluşmadığı, oluşması içinde bir çabanın olmadığını gözlemlemekten dolayı da çok üzüntülüyüm.

Seçim sonrasında arkadaşlarımla “Çalışma Yaşamımıza Bir Damla Su” kitabımdan âcizane bir yazımı 23 Mayıs 2018 tarihinde paylaşmıştım. Bu yazı ve hikâyeyi sizlerle de paylaşmak istiyorum.

“Seçimler, hizmet için bir araçtır. Asıl olan hizmettir. Bundan sonraki süreçte bizlere düşenin “Güçlü ve Zayıf Yönlerimiz, Tehditler ve Fırsatlarımızın neler olduğunu aklıselim olarak düşünüp hayata geçirebilmek olmalıdır” diye düşünüyorum.

“Bir pazar günüydü.
Yüreği kıpır kıpırdı.
Çünkü Dünyanın En İyi Çiftçisi Yarışması'na katılmıştı.
Bugünü aylarca beklemişti.
Onlarca ülkeden yüzlerce çiftçi yarışıyordu.

Heyecan doruktaydı.
Herkes iddialıydı.
Medya yarışmaya büyük ilgi gösteriyordu.
Domates üretiminde birinci seçilene sırrını sordular.
"Söylersem herkes üretir, bir daha birinci olamam" dedi.
En iyi fasulyeyi üretene sordular bu kez.
"Bırakın o bana kalsın" diye cevap verdi.
Biber, Patlıcan, Mısır…
Kimse sırrını söylemiyordu.
Egoları tavanlardaydı.
Sıra buğdaya gelmişti.
O en iyi buğday yetiştirme dalında birinci olmuştu.
Gazeteciler bu kez ona sordu.
"Bu başarının sırrı ne?"
Hiç düşünmeden cevapladı.
"Benim sırrım komşularım" dedi, "Sırrım kendi buğday tohumları mı komşularımla paylaşmakta yatıyor.’
Gazeteciler şaşırmıştı.
Biri "Ne yani elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz?" diye sordu.
Diğeri, " Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz ki?" diye tamamladı.
O "Neden olmasın." dedi.

"Bilmediğiniz bir şey var. Rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır... Tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün de kalitesinin düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmeyi düşünüyorsam komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor."

“Kıssadan Hisse”

Not: Bu hikâyeyi bana ulaştıran İbrahim Gözgöz kardeşime teşekkür ederim.

Saygı ve Sevgilerimle. 23.10.2018

Tahsin Özyamak